79. ME’ÂRİC (44 ayet)
- RAHMAN RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA
- 1. İstekte bulunan biri, (muhakkak) gerçekleşecek olan bir azabı istedi.
- 2. Kafirler için olan bu (azabı) geri çevirecek yoktur.
- 3. (Bu azap) Yüce makamlar sahibi olan Allah'tandır.
- 4. Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir.
- 5. Şu halde, güzel bir sabır (göstererek) sabret.
- 6. Çünkü, gerçekten onlar, bunu uzak görüyorlar.
- 7. Biz ise, onu pek yakın görüyoruz.
- 8. Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün;
- 9. Dağlar da (etrafa uçuşmuş) rengarenk yün gibi olacak.
- 10. (Böyle bir günde) Hiçbir yakın dost bir yakın dostu sormaz.
- 11. Onlar birbirlerine gösterilirler. Bir suçlu-günahkar, o günün azabına karşılık olmak üzere, oğullarını fidye olarak vermek ister;
- 12. Kendi eşini ve kardeşini,
- 13. Ve onu barındıran aşiretini de;
- 14. Yeryüzünde bulunanların tümünü (verse de); sonra bir kurtulsa.
- 15. Hayır; (hiçbiri kabul edilmez). Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir:
- 16. Başın derisini kavurup-soyar.
- 17. Yüz çevirip arkasını döneni çağırır-durur.
- 18. (Durmaksızın mal ve servet) Toplayıp bir yerde (üstüste) yığmakta olanı.
- 19. Gerçekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı.
- 20. Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.
- 21. Ona bir hayır dokunduğunda engelleyici olur (veya cimrilik eder).
- 22. Ancak namaz kılanlar hariç;
- 23. Ki onlar, namazlarında süreklidirler.
- 24. Ve onların mallarında belirli bir hak vardır:
- 25. Yoksul ve yoksun olan(lar)için.
- 26. Onlar, din gününü tasdik etmektedirler.
- 27. Rablerinin azabına karşı (daimi) bir korku duymaktadırlar.
- 28. Şüphesiz Rablerinin azabından emin olunamaz.
- 29. Ve onlar, ırzlarını (ferç) korurlar;
- 30. Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar.
- 31. Fakat bunun ötesini arayanlar, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir.
- 32. (Bir de) Onlar, kendilerine verilen emanete ve verdikleri ahde (harfiyyen) riayet edenlerdir.
- 33. Şahidliklerinde dosdoğru davrananlardır.
- 34. Namazlarını (titizlikle) koruyanlardır.
- 35. İşte onlar, cennetler içinde ağırlananlardır.
- 36. Şimdi inkar edenlere ne oluyor ki, boyunlarını sana uzatıp koşuyorlar.
- 37. Sağ yandan ve sol yandan bölükler halinde.
- 38. Onlardan her biri, nimetlerle donatılmış cennete gireceğini mi umuyor (tamah ediyor)?
- 39. Hayır; doğrusu Biz onları bildikleri şeyden yarattık.
- 40. Artık, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim; Biz gerçekten güç yetireniz;
- 41. Onların yerine kendilerinden daha hayırlılarını getirip-değiştirmeye. Üstelik Bizim önümüze geçilemez.
- 42. Şu halde sen, kendilerine vadedilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp-oynasınlar, oyalansınlar.
- 43. Kabirlerinden koşarcasına çıkarılacakları gün, sanki onlar dikili birşeye yönelmiş gibidirler.
- 44. Gözleri 'korkudan ve dehşetten düşük' yüzlerini de bir zillet kaplamış; işte bu, kendilerine vadedilmekte olan (kıyamet ve azap) günüdür.